Slovakya
_ Bratislava
Slovakya’nın başkenti Bratislava’ya, Prag’dan 3-4
saat süren otobüs yolculuğu sonrasında ulaştık. Dikkatimi çeken ilk şey Tuna
nehri, ikinci şey ise şiddetli soğuk oldu. Aralık 2015’ti ve hava buza yakındı.
Sabahın erken saatinde intikal ettiğimizden olacak
sokaklar bomboştu. Ama bu yalnızlık bir hüzün katmıştı sokaklara. Aslında o
sokaklar hüzne alışıktı zaten. Nazi Almanyası döneminde Tuna nehrinden
gemilerle getirilen Yahudilerin, Çingenelerin, yaşlıların, çocukların ve ari
ırk olmayan diğerlerinin Bratislava’da ayrıştırılıp civar toplama kamplarına1
gönderildiği o meydanda dururken içime fil oturdu diyebilirim.
Kasveti bir kenara bırakacak olursak Barok
binaların arasında Arnavut kaldırımlı taş dar sokaklarda büyülü ortaçağ
havasında gezmek oldukça güzeldi. Bir önceki yazıda bahsi geçen Avusturya
Arşidüşesi Maria Theresia da bu sokaklarda az gezmemiş. Bratislava’da taç
giymiş diyorlar. Kahve içmeye de Viyana’dan Bratislava’ya sık sık gelirmiş
diyorlar. Gerçekten de o soğukta kahve çok iyi gidiyor.
O değil de en çok hediyelik eşya satan dükkanları
beğendim. El işi bebekler, porselenler, sanat eseri kıvamında resimler ve daha
pek çok tatlı güzel şey... En özgün, en geleneksel hediyelikler burada. Şimdi bile
düşündükçe elime fırça alıp resim yapasım, nakış işleyesim geliyor. Öyleydi
böyleydi derken günübirlik gezinin sonu gelmişti. Tuna nehrine son bir bakış
atıp Macaristan yolunu tuttuk.
Şimdi Fotoğraflar:
Kaynaklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder