Budapeşte’ye bir akşam vakti varmıştım. Hava yavaştan
kararıyordu ve Chain Bridge ufaktan ışıklanıyordu… Budapeşte yine Balkan
havasını doyasıya ciğerlerime çektiğim, kendimi evimde hissettiğim yerlerden
biri oldu benim için.
Yürümeli Şehir Turu
Sabah Free Walking tura katıldım. En sevdiğim şey şehrin
hikayesini lokal birinden dinlemek hem de şehri gerçekten tadına vararak
yürüyerek gezmek. Bazen bir ağacın altında durup çok ama çok değişik bir
hikayesi olduğunu öğrenebiliyorsun. Önünden hızla geçip dikkat etmediğin,
bilmediğin yerlerde ne hayatlar yaşanmış oluyor.
Kaybedenler Kulübü
Rehberimiz Macaristan’ın tarihini anlatırken dedi ki
haritaya baktığınızda Macaristan’ın üzerinde kocaman bir “L” harfi görürsünüz.
“L” looser’ın L’si. Yani Macaristan tarih boyu tüm savaşlarda kaybetmiş.
Osmanlı, Avusturya, 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı sonrasında komünist rejim.
Bu kadar bastırılmışlığın, yıkımın, ölümün ardından yola deva etmişler,
durmamışlar.
Nehir Kenarındaki Terk
Edilmiş Ayakkabılar
Ziyaret ettiğim yerlerden biri Yahudi Anıtı idi. Nehrin
kenarında terk edilmiş ayakkabılar… İçlerine dikilen mumlar yanıyor. Nehirden
buz gibi bir rüzgar esiyor. Burnum üşüyor, gözlerim doluyor. Bir hüzün kaplıyor
içimi…
Dünya Küçük
Her şey bu kadar dramatik giderken birden bir Türk çocuk
yüzüme bakıp “I know you” deyince nasıl da Budapeşte gerçekliğine geri döndüm
bir ben bir Allah biliyor. Bir gün önce Viyana’da yol sorduğum kişi bir gün
sonra Budapeşte’de nehir kenarında buluyor beni. Vay arkadaş bu ne tesadüf! Dün
çok merak etmiş buldum mu acaba yolu diye bugün karşısında görünce o da şok
oldu. Hayat böyle sürprizler yapıyor bazen.
Palinka ve Szimpla Kert
Palinka, Macaristan’ın yerel içkilerinden biri. Rehberimiz
gündüz bize telaffuzunu iyice öğretti ki akşam güzel güzel ısmarlayabilelim.
Sonra da uyardı: “Macarca çok zor bir dildir ama 3 shot Palinkadan sonra herkes
sular seller gibi konuşur!” Dil öğrenmeyi çok severim, bu sözü kulağıma küpe
ettim tabi.
Akşam olunca dosdoğru Szimpla Kert’e gittim. Burası yıkık dökük eski bir binanın
içine kurulmuş gayet salaş ve nostaljik eşyalarla dekore edilmiş bir bar. Ruin
Pub olarak anılıyor.. O kadar büyük bir tutku duyuyorum ki şu anda orada
olabilmek için. Tadı damağımda kaldı Szimpla Kert’in. Tam bana göre bir yerdi. Palinka ise çok
sertti. Boğma meyve rakısı sanırım. Benim rakı anlayışıma uymuyor Balkan stayla
sek içilen rakılar, mastika hariç.
Budapeşte, Geri Geliceem!
Şehirden aklımda kalanlar diğer şeyler: Chain Bridge’deki
aşkı simgeleyen kilitler, Buda Kalesi, Christmas Market, alışveriş sokağı, büyük
kapalı pazar ve muhteşem bir akşam yemeği yediğim o efsane lokanta. Adı M.Restaurant. Burada olsa her gün giderdim..
Aslında düşününce yaşarım ben Budapeşte’de. Hem bizden hem
değil. Hem güzel hem de çok güzel. İçinden nehir geçiyor bir kere nasıl güzel olmasın.
Sevdim ben olur bu iş.
Gezi Tarihi: Aralık 2015
Fotolar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder