İş Kültür yayınlarından Martı |
Benim için tiyatro oyunu okumanın
en zor yanı karakterleri tanımak. Hele ki işin içine Rus lobisi girince her şey
daha da zorlaşıyor. Örneğin Martı’da bir karakterin adı Boris Alekseyeviç
Trigorin, bu arada kendisi tam bir şerefsiz… Kitabın içinde adama bir diyorlar
Boris, bir diyorlar Alekseyeviç, bir diyorlar Trigorin. Bir kişi bir anda
oluyor üç kişi… Neyse ki her şeyi kontrol altına aldım.
Hikaye aşktan geçilmiyor.
Arkadina ve Nina Trigorin’e, Maşa Treplev’e, Treplev Nina’ya, Medvedenko ise
Maşa’ya aşık. Trigorin hiçbir kadına aşık değil, bu yüzden de benden lafı yedi.
Hem Nina’nın hayatına girip işine gelmeyince de kendisini seven bu kadını yapayalnız
bırakması bana en çok dokunan kısım oldu. Diğer dokunaklı kısım ise Treplev’in
hayatı pahasına Nina’ya duyduğu aşktı. Herkes bir şekilde birbirinin hayatına
giriyor, seven ve sevilenler bir türlü eşleşmiyor. Tüm karakterler umutsuz
aşkların tutsağı, tüm karakterlerin hayalleri yarım kalmış. Arka kapakta şöyle
yazıyor: “Onlarda ağır basan başka bir
yerde olma özlemi; fırsatların boşa harcandığına, umutların boşa çıktığına dair
bir duygu Çehov’un başlıca karakteristiğidir.”
Temsili Nina ve Martı |
Oyunun kilit noktası, kitaba
adını veren martının öldürülmesidir. Treplev bir martı vurur ve Nina’ya
getirir. Bu martıyı vurma alçaklığında bulundum der. Sahneden çıkar ve sonra
Trigorin gelir. Nina, Trigorin’e martıyı gösterir. Trigorin de bunun üzerine
defterine not almaya başlar, ileride yazacağı hikayeyi. Martı metaforu bu
noktadan çıkar: “Küçük bir hikaye
konusu. Çocukluğundan beri göl kıyısında yaşayan bir genç kız var, sizin gibi
biri; tıpkı bir martı gibi seviyor bu gölü ve bir martı gibi de mutlu ve özgür.
Günün birinde bir adam geliyor oraya, kızı görüyor ve yapacak başka bir işi
olmadığından yazık ediyor kıza, tıpkı bu martı gibi…” Oyunda da karakterler
birbirinin hayatına giriyor ve bir şekilde birbirlerine yazık ediyorlar.
Youtube'dan baktım biraz nasıl sahnelenmiş oyun diye. Sıkça rastladığım şey ise Nina'nın bir monoloğu oldu. En güzel Nina performansını sizin için seçtim ancak ses gidip geliyor, bir de İngilizce. Nina'yı bu linkten izleyebilirsiniz. Aslında bu kısım oyunun düğümlerinin de çözüldüğü bir yer, tüm acıları, gönül kırıklıklarını ortaya koyuyor. Hem de oyunun geniş özeti gibi. Bursa Devlet Tiyatrosu da oynamış bu oyunu. Oyun fragmanını da buradan izleyebilirsiniz.
Şimdiye kadar sahnelenen Martı oyunlarında martıyı
oynayan insan var mıdır bilmiyorum, en azından karakterler arasında “Martı”
diye birisi olmadığı için böyle bir şey olmadığını sanıyorum. Bu çıkarımla,
kitapta da bahsi geçen yeni biçimler keşfetmek ve denemek derdinde bir
yönetmene ihtiyaç var şu durumda. Zira bu oyunda ben oynasam martıyı oynamak
isterim. Bilenler bilir bir martılık vardır bende. Çok da güzel taklidini
yaparım.Anton Çehov |
arka kapak yazisi mukemmel.editorleri bu yuzden seviyorum. çehov diyorki yaşamadan bilemezsin, yani birşeyleri tecrübe etmelisin. yazı icin tesekkurler ozgecim, cok keyifliiii
YanıtlaSil